Güney Kürdistan’ın Halepçe kırsalında 17 Ağustos’ta çıkan yangına müdahale eden ekolojistler Arin Muxtar ve Muhammed Şex Haydar, alevlerin arasında kalarak yaşamını yitirmişti. KCK Ekoloji Komitesi, yayımladığı açıklamada doğayı korumak için hayatını kaybedenleri “yurtseverliğin ve ekolojik mücadelenin en büyük örneğini sergileyenler” olarak nitelendirdi.
Komite açıklamasında, daha önce de Rojhılat Kürdistanı’nda yangınlara müdahale eden dört çevre aktivistinin yaşamını yitirdiğini hatırlatarak, “Ülkesinin doğasını koruma pahasına canını siper eden fedakâr halk evlatlarını saygı ve rahmetle anıyoruz” ifadelerine yer verdi.
KCK Ekoloji Komitesinin açıklaması şu şekilde:
“17 Ağustos 2025 tarihinde, Güney Kürdistan’da, Halepçe kırsalında, çıkan yangını söndürmek için çabalayan ve bu uğurda canını siper eden ekolojistlerden Arin Muxtar ve Muhammed Şex Haydar’ın yaşamını yitirdiğini üzüntüyle öğrendik.
Kürdistan’da her gün yeni bir yangın olayına ve doğa talanına tanık oluyoruz. Bu yangınlar ve doğa katliamlarında, telafisi mümkün olmayan bedeller ödüyoruz. Daha önce Rojhilat Kürdistanı’nda da yangınları söndürmek isteyen 4 jingeh parêz yaşamını yitirmişti. Öncelikle ülkesinin doğasını koruma pahasına canını siper edip hayatını kaybeden fedakar yurtsever halk evlatlarını saygı ve rahmetle anıyoruz. Yaşamını yitirenlerin ailelerine başsağlığı diliyor, yaralılara acil şifalar diliyoruz.
Ülkesinin ormanını, ağacını, doğasını korumak için en önde yürüyen Kürdistanlı ekolojistlere minnettar olduğumuzu belirtiyoruz.
Halepçe’deki yangını söndürmek için en önde yürüyen bu ekolojistler yurtseverliğin ve ekolojik mücadelenin en büyük örneğini sergilediler. Uğrunda canlarını verdikleri Kürdistan doğasını her koşulda koruyacağımızı ve ekolojik mücadeleyi büyüteceğimizi belirtiyoruz.
2025 yılı yaz aylarında Kürdistan, Türkiye ve dünyanın birçok yerinde çok sayıda orman yangını yaşandı.
Bu yangınların temel sorumlusu doğayı bir nesne, rant ve sömürü aracı olarak gören kapitalist sistem ve onun türevleridir. Daha fazla kar, daha fazla sermaye, daha fazla tüketim sonucu küresel ısınma ve iklim değişikliği olmuştur. Küresel ısınma ve iklim değişikliği sonucu çölleşme ve kuraklıklar artmış, artan kuraklık da yangınları tetiklemiştir. Yine gelişen son teknolojiler için ihtiyaç duyulan maddeleri aramak ve bu doğrultuda yangınların çıkarıldığı yönünde iddialar ortalıkta dolaşıyor. Her ne kadar iddia da olsa, bunun olma ihtimali yüksektir. Bu kadar yaygın ve art arda çıkan orman yangınlarını sadece dikkatsizliğe bağlamak saflık olur. Dolayısıyla bu yangınların arkasında dünya görmemiş, açgözlü sermaye sahipleri vardır.
Son dönemde yaşanan yangınlar ve can kayıpları bize gösterdi ki, olayların sonuçları ile uğraşmak yeterli olmayacaktır. Ekoloji ve ekolojik mücadele sadece sonuçlarla uğraşmamalıdır. Sen bir yangını söndürürsün, bu sistemin sahipleri bin yangın çıkarır. Kürdistan ve dünyadaki ekoloji mücadelesi kendisini toplumsallaştırarak, direkt kapitalist sistem karşısında konumlandırmalıdır.
Yangınla değil, yangınların olmasına neden olan, çıkaran ve söndürmeyen zihniyet ve sistemle mücadeleyi esas almalıdır. Öyleyse yeni bir ekolojik mücadeleye ihtiyaç var. Toplumsal doğadaki zihniyet ve sistem sorunlarını çözmezsek, birinci doğada yaşanan katliamların önüne geçemeyiz. Öyleyse başta Kürdistan ekolojistleri olmak üzere, tüm ekolojik hareketleri ahlaksız, vicdansız, açgözlü sisteme karşı, başta ekolojik-ekonomik komünleri olmak üzere yaşamın her alanında komünler kurarak demokratik toplum mücadelesini büyütmeye çağırıyoruz.”