QSD’ye teslim olan Türk devleti çeteleri: Bölge halkına ait tüm malları talan ettik

0
914

QSD’ye teslim olan Türk devleti çeteleri, Girê Spî ve Serêkaniyê işgaline katılmak için kendilerine ganimet vaatlerinde bulunulduğunu, çetelerin bölge halkına ait tüm malları talan ettiklerini söyledi.

Türk devletinden kaçarak QSD’ye teslim olan Aras Hac Ali ve Mihemed Dabûl adlı çeteler, çete gruplarının Serêkaniyê başta olmak üzere bölge halkına uygulanan faşizm ve talan uygulamalarına ilişkin itiraflarda bulundu.

Dirbêsiyê’nin Cewzat köyünden olan Aras Hac Ali, 2018 yılında Bab’ın Türk devleti tarafından işgal edilmesi sırasında çete gruplarına dahil olmuş.

‘QSD HAKKINDA BİLGİ ALMAK İÇİN BİZİ ÇETELERE KATILMAYA ZORLADILAR’

Til Tihîn köyünde Fayiq Hesen adlı bir kişiyle tanıştığını belirten Hac Ali, “Fayiq Hesen, Nurettin Zenki çeteleri adına dedektiflik yapan bir kişiydi. Bana çok sayıda QSD komutanının fotoğraflarını göstererek yerlerini bilip bilmediğimi sordu. Fotoğraftakileri tanımadığım için bilgi vermedim” dedi.

Sorgunun ardından çetelere katılan Hac Ali, QSD noktaları hakkında bilgi toplamakla görevlendirilmiş.

GANİMET VAADİ

Serêkaniyê işgaline katılması için çeteler tarafından kendilerine ganimet vaadinden bulunulduğunu söyleyen Hac Ali, Serêkaniyê işgali sırasında, birer suç şebekesi olan çete gruplarının uygulamlarına ilişkin, “Serêkaniyê’de halkın özellikle de Kürtlerin evleri talan ediliyordu. Evlerin kapı ve pencereleri dahi yerinden sökülerek götürülüyordu. Daha sonra da evi ateşe veriyorlardı. Şehirden çıkamayanlar çok büyük zorluklar yaşıyorlardı. Kontrol noktaları soygun noktalarına dönüşmüştü” şeklinde konuştu.

‘ÇETE GRUPLARI ARASINDA ÇEKİŞME VAR’

Çete grupları ve üyelerinin talan üzerinden çelişkilere düşüp iç çatışmalara girdiği bilgisini de veren Aras Hac Ali, “Özellikle El Hemzat ve Sultan Murad çeteleri arasında çekişme var. Bir çete grubunun üyesi başka bir çete grubu tarafından tutuklandığında serbest bırakılması için para isteniyor. Bunun yanında sivillerin talan edilen malları üzerine de çekişme ve çatışmalar yaşanıyor” dedi.

Hac Ali ayrıca, Suriye hükümet güçleri ile çeteler arasında yaşanan çatışmalardan dolayı çete üyelerinin İdlib’e gitmek için yürüyüş yaptığını hatırlatarak, Türk devletinin çetelerin İdlib’e gitmesini önlemek için sınır kapılarını kapattığını, çeteler arasında bu nedenle de çatışma çıktığını söyledi.

ÇETELERİN MAAŞLARI TÜRK DEVLETİNDEN

Çetelerin Türk devletinden aylık olarak maaş aldıklarını sözlerine ekleyen Hac Ali, gönderilen maaşlar ya da ödeneklere çete başları tarafından el konulduğunu söyledi.

Konuya ilişkin Hac Ali şu bilgileri verdi,  “Türk devleti her ay çetelerin fonunu gönderiyordu. Çete başları gelen fonun büyük bir kısmına el koyar çok az bir kısmını çetelere verirdi. Çetelere verilen fon bir haftaya yetmediği için çeteler halkın malını talan etmeye başlıyordu.”

Ailesinin ve bir kaçakçının yardımıyla çetelerin elinden kaçtığını söyleyen Hac Ali, QSD’ye bu şekilde teslim olduğunu belirtti.

EFRÎN VE SERÊKANİYÊ İŞGALİNDE YER ALAN ÇETE

Halep’in kuzey kırsalından olan Muhammed Dabul, 2013 yılında Suriye rejiminin devirmek amacıyla çetelere katılmış.

El Tevhid, Ehrar El Şam, El Cebha El Şamiya, Cebhet El Nusra, Sikur El Şimal ve Feylek El Şimal gibi çok sayıda çete grubu içerisinde yer aldıktan sonra QSD’ye teslim olan çete Dabul, İdlib’de El Nusra ile diğer tüm çete grupları arasında koordinasyon olduğu bilgisini veriyor.

Çetelerle birlikte çok sayıda saldırıda yer aldığını itiraf eden Dabul, Feylek El Şam çeteleri arasındayken Efrîn işgaline, Sikur El Şimal çeteleri ile de Serêkaniyê işgaline katıldığını itiraf etti.

Efrîn ve Serêkaniyê’de halkın malını talan ettiklerini belirten Dabûl, “Çalınan malın büyük kısmı çetebaşlarına verilirdi. Halka ait ev, bahçe ne varsa çetebaşları tarafından el konulurdu. Bazı yerler askeri üslere dönüştürülürdü. Serêkaniyê’ye gitmemiz için ganimetler vaat edildi. Serêkaniyê’de de halkın malı talan edildi. Kontrol noktalarında halktan vergi toplandı” ifadelerini kullandı.

Muhammed Dabul, 30 Kasım 2019’da QSD’ye teslim olmuş.

TC’NİN GİZLENEMEYEN SUÇLARI

Hac Ali ve Muhammed Dabul adlı çete üyelerinin anlatımları, bir sırrı ifşa etmekten öte, TC-Çete işbirliğini açığa çıkaran ve karanlıkta tutulmak istenen suç dosyalarından bir tanesini daha kendi ağızlarından açığa vurmak açısından son derece kayda değer.

Zira, yalan ve faşizm üzerine kurgulanmış propagandasıyla kuzey ve doğu Suriye’yi işgal alanına çeviren, organik ilişkide olduğu ve dünyanın belki de en karanlık çete örgütleriyle işgal ve sömürü emellerini başka kılıflar altında gizlemeye çalışmanın da artık fayda etmediğini göstermek açısından önemli.

Bu çete itirafları 21.yy Hitlerinin Erdoğan’ın insanlık karşısında işlediği suçların belgelenmesi açısından önemli. Yine tarihin Ortadoğu coğrafyasında yaşananları kendi faillerinin ağzından not etmesi açısından da hayati önemde.

ANHA

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz