Cizre Bölgesi Demokratik Özerk Yönetimi’nin 7. Kuruluş yıldönümünü karşılıyor. 21 Ocak’ta 7.yıl dönümü kutlayacak özerk yönetim modeli, hem bölge açısından hem de Kuzey ve Doğu Suriye’de demokratik bir yönetim modelinin ailk adımı niteliğini de taşımaktadır.
2011 Mart’ında gelişen Suriye devrimi daha sonar değişik güçlerin müdahalesiyle rayından çıktı. Ancak devletlerin vekalet savaşının sahnelendiği Suriye’de çete gruplarına karşı halklar adına gelişen Rojava Devrimi, saptırılarak rayından çıkarılmaya çalışılan devrimin yeniden rayına girmesini sağladı.
Özerk yönetim modeli tam da bu süreçte sesini duyurarak, halkların demokratik birlikteliğinde kapsayıcı yegane model olmaya başladı.
İki bölümden oluşan bu dosyamızda Özerk Yönetim modeline dikkat çekeceğiz. Birinci bölümde Özerk Yönetim’in neliğinden başlayarak sistemin yapısallığını incelerken, ikinci bölümse ise, bu projenin doğduğu koşullar ve gelişim süreçlerini ele almaya çalışacağız.
DEMOKRATİK ÖZERK YÖNETİM
Demokratik Özerk Yönetim, Önder Abdullah Öcalan’ın demokratik ekolojik paradigmasının olmazsa olmazı olan demokratik ulusun vücut bulmuş halidir. Toplumun doğrudan dahil olduğu bu demokratik yönetim sistemi, halkın karar gücü haline gelmesini ifade ederken, aynı zamanda merkezi iktidar siteminin de alternatifi gibi bir zihniyet ve yapılanmayı ifade etmektedir.
Kaldı ki, Önder Abdullah Öcalan “Özgürlik Sosyolojisi” savunmasında; Demokratik Ulus ruhsa Demokratik Özerk Yönetim vücuttur, diyerek ikisinin kaçınılmaz birlikteliğine işaret etmektedir.
Özerk Yönetim’in, ulus devlet sisteminin aksine, tek ulus, tek vatan gibi ulus devletin amentüsü niteliğindeki olguları reddettiği kesindir. Aksine farklı etnik, dini mezhep ve kültürleri kapsaması itibariyle toplumsal çoğulculuğu esas almaktadır.
Önder Öcalan, çözümlemelerinde Özerk Yönetim’I tanımlarken, toplumu sistemin merkezine oturtmakta ve iradesinin kesin belirleyiciliğini vurgulamaktadır.
Önder Öcalan, “Özerk Yönetim, toplum yönetiminin devlet çerçevesi dışındaki kurallarıdır. Özerk Yönetim de halk ve toplum işlerini devlet çerçevesi dışında yönetir. Bu yönetim, planlanan özyönetim ilkelerine uygun olarak yönetimin içeriğine ve felsefesine dayanmaktadır. Çünkü bölgedeki özyönetim gücü belirleyicidir, sistemini merkezi hükümete bağlar ve toplum içinde değil devlet içinde şekilleniyor” diyor.
DEMOKRATİK ÖZERK YÖNETİM’İN YÖNTEMLERİ
1-DEMOKRATİK ULUS
Özerk Yönetim’de sistem ulus devletten uzaktır. Mevcut ulusları demokratik uluslara dönüştüren bir yönetim şeklidir. Toplumun tüm renkleri birbirlerini etmeli ve değişik sivil toplum kuruluşlarının yönetiminde yer alır. Böylelikle farklılık ve renkliliğe öncelik vererek, toplumun bütün kesimlerinin sisteme doğrudan katılımının önünü açar.
2-ORTAK ÜLKE
Ortak ülke kavramı demokratik bir çözümün temelidir. Ülke, tüm bileşenlerin, tüm ulus ve mezheplerin bileşkesinden müteşekkildir. Taraflardan birinin diğeri üzerinde hegomonyası yoktur.
3:DEMOKRATİK CUMHURİYET
Bu kavram, sistemin ulus devletten uzak ve demokratik sistemle uyumluluğunu ifade eder. Toplumun tüm bileşenlerinin; milleti, dini ve ideolojisi ne olursa olsun yasal ve demokratik bir şekilde aynı çatı altında bir arada yaşar.
4-DEMOKRATIK ANAYASA
Buna göre, toplumun tüm kesimlerinin demokratik bir anayasanın hazırlanması sürecine katılması esastır. Hazırlık sürecinde tecrübeli ve uzman şahıslar yer almalıdır. Bu şekilde sağlam bir temele outran özerk sistem toplumla bütünlüğünü de sağlar.
5-DEMOKRATİK ÇÖZÜM
Demokratik çözüm, sivil toplumun demokratikleşmesini esas alır. Yeni bir devlet kurmak yerine, ister devletin bir biçimi olan sosyal sistemin yeniden düzenlenmesi yoluyla, ister mevcut devlet sistemi aracılığıyla olsun, toplumun inşasında aktif bir demokratik sistem arar. Bu, devletten çok topluma hizmet eden demokratik bir sistemi gerekli kılar. Aynı zamanda kurumlar ve toplum arasındaki bağlardan uzak, güç paylaşımını dayalı olmayan, demokratik güçlerin ve toplumun eş zamanlı gelişminin ve güçlenmesinin önünü açar.
6-BİREYSEL VE TOPLUMSAL HAKLARIN BİRLİĞİ
Bireyleri toplumdan dışlamadan onların haklarını, özgürlüklerini ve hareket özgürlüğünü garantiye alır. Bu kavram, özgürlük ve hak ilkesine dayanmakatadır. Toplum ve bireyler olmadan varlığından söz edilmesi mümkün değildir.
7-İDEOLOJİK BAĞIMSIZLIK VE ÖZGÜRLÜK
Özerk Yönetim, ideolojik özgürlüğü esas alır ve hegemon ideolojiden kurtulmaya çalışır. İdeolojik özgürlük olmadan demokratikleşme sürecinin başarılı olmasının zor olduğunu görür.
8-TARİHİN VE BUGÜNÜN DİYALEKTİĞİ
Bu kavram, güncel gelişmeleri tespit etmek ve tarihe göre değişiklikler için tarihsel olayların ve bunların ilk aşamasına kadar olan süreçlerin bir şekilde incelenmesine dayanır. Doğru bir sonuca varmak için, tarihsel gerçekleri esas alır. Bu kavram, Kapitalist Modernitenin verdiği zararların üstesinden gelmek için toplumun hafızasını yeniden inşa etmeye çalışıyor.
9-AHLAK VE VİCDAN
Özerk Yönetim, vicdan ilkesine önem verir ve demokratikleşmek için attığı her adımda bunu esas alır. Çünkü vicdan olmadan demokratikleşme olmaz. Aynı zamanda toplumsal vicdan aktif edilmeden, toplumu korumak mümkün değildir. Adaletin yerine getirilmesi, ahlaki ve politik bir toplumun inşasında rolünü yerine getirmelidir.
10-ÖZ SAVUNMA
Özerk Yönetim’de öz savunma, kapitalist moderniteden beri ortaya çıkan baskı ve zulme karşı kutsal bir haktır. Buna göre, öz savunma sorunlarının çözümü , bütün bireyler, toplum ve bileşenler tarafından bulunmalıdır. Aynı zamanda toplumlarda koruma sisteminin olmaması etnik köleliğin ve soykırımın önünü açar.
ÖZERK YÖNETİM’İN ÇIKIŞ KOŞULLARI
2011 Mart’ında halk ayaklanması demokrasi ve özgürlük şiarıyla start aldı. Ne var ki, daha sonra bu çağrı rejim ile muhalefet arasında silahlı bir güç mücadelesine dönüştü. İki taraf da kendini bölgesel güç olarak tanımlarken, özünde yeniden iktidarı şiar ediniyordu.
Cizre Bölgesi Özerk Yönetim Yürütme Konseyi Eş Başkanı Talat Yûnis o dönemi, “Biz bu iki kesimden de farklı bakıyorduk. Hem rejim hem de kendilerine muhalafet diyenlerin bakış açılarından hiçbir farklılık yotu. Dolayısıyla da Suriye halkı iki taraftan da bir umut görmüyordu” şeklinde değerlendiriyor.
Yûnis, her iki tarafın 10 yıldan fazla süredir bir kargaşanın içinde olduğunu ve bunun Suriye halk yönetiminin özgürlük ve demokrasisi için gerçek temsilinin olmamasından açıkça görüldüğünün kabul edildiğini vurguladı.
Rojava halkının demokratik ulus modelini, Suriye krizinin aşılmasında esas aldığnı söyleyen Talat Yûnis, “Kuzey ve Doğu Suriye bölgeleri ile Şam hükümetinin kontrolündeki diğer bölgeler ve Türk devletinin işgali altındaki ‘Suriye İtilafı’ adı verilen bölgler arasında çatışma uzlaşmaz çelişki ve çatışmalar var. buna karşın Rojava-Kuzey ve Doğu Suriye halkları özerk yönetimi en demokratik model olarak Kabul ediyor. Kaldı ki halkın sahiplenmesi de, Özerk Yönetim modelinin çözümcü yönünü gösteriyor” şeklinde konuştu.
DEVRİMİN ESERLERİ
Bu görüş, Özerk Yönetim projesinin ortaya çıkmasını sağladı. Yeni bir çerçeve model olarak halkı esas alıyor, ona hizmet ediyor. Toplum, din veya mezhep, ulusal ve etnik köken ne olursa olsun tüm bileşenler arasında demokratik birliği esas alarak, iç çatışmalardan uzak kendi bölgerinde öz yönetimlerini sağlıyor.
Özerk Yönetim, ilk kıvılcımı Kobanê ‘de başlayan 19 Temmuz 2012 devriminin ürünüdür.
Talat Yûnis, “Halkın iradesini temsil edecek demokratik bir projeye ihtiyaç vardı. Merkezi ulusal sistemden kurtulmak, karar alma sürecine tüm parçaları ve bileşenleri dahil etmek ve ülkenin yönetimini merkezi olmayan bir sisteme dönüştürmek için, halkın iradesine dayalı bir demokrasiye geçiş ihtiyacı vardı “ dedi.
PROJENİN AMACI
Özerk Yönetim’in toplumsal sözleşmesine göre, amaç ekolojik denge ve işitlik ilkelerine uygun olarak adalet, özgürlük ve demokrasiyi, etnik köken, din, inanç ve cinsiyet ayrımı yapmaksızın sağlamaktır. Aynı zamanda demokratik bir toplumun siyasi ve ahlaki dokusunu uygulamayı hedef alır.
Amacı, birbirini anlamak, çok renkliliğe dayalı birlikteliği yaşamak, insan haklarının ilkerine saygı duymak, kadın ve çocukların haklarını garanti altına almak, meşru müdafaa ve meşru korumayı elde etmek, din ve inanç özgürlüğüne saygı duymaktır.
Demokratik ulus fikrine dayanan bu projede bölge halkı, üçüncü yolu seçti. Rejim veya muhalif güçlerin yanında yer almadı.
Bu proje, bölgenin geçici hükümeti yönetiminde 19 Temmuz devriminin birinci yıldönümünde başladı. Rojava Halk Meclisi ve Suriye Kürt Ulusal Konseyi bu projeyi kabul etti ve diğer bileşenlerin üyeleri de onayladı. Fakat Suriye Kürt Ulusal Konseyi (ENKS) partisi, yönetim kararını açıklamadan önce herhangi bir gerekçe sunmadan çekilme kararı aldı.
İLERLEME SÜREÇLERİ
Cizre bölgesinde ilk özyönetim ilanının ardından, bu proje genişledi ve Kuzey ve Doğu Suriye’nin diğer bölgelerini de kapsayacak şekilde genişletildi. Aynı ayın 27’sinde Kobanê’de ve ardından ayın 29’unda Efrîn’de ilan edildi.
Toplumsal sözleşmeye göre, Demokratik Özerk Yönetim’in halkları ulus devlet, askeri , dini, merkezi yönetim ve merkezi hükümeti reddettiler. Uzlaşma biçimleri demokratik ve çoğulcu geleneklere açıktı. Böylece tüm sosyal gruplar, kültürel, etnik ve ulusal kimlikler Suriye’nin sınırlarına ve kurallarına saygı duyarak kendi kendilerine örgütlenebilecekler. İnsan hakları ve ulusal barış bu şekilde korunacaktır.
KUZEY VE DOĞU SURİYE YÖNETİM MODELİ
Özerk yönetim artık bir proje olmaktan çıktı ve fiiliyatta uygulanan bir sistem haline geldi. Giderek tüm Kuzey ve Doğu Suriye’ye yayıldı. QSD’nin DAİŞ işgalindeki bölgeleri de özgürleştirmesiyle bu yönetimler, Minbic’ten Tebqa, Reqa ve Dêrazor’a kadar özgürleştirilen tüm alanlarda meclis ve sivil yönetimler gibi farklı isimler altında uygulanmaya başlandı.
Özerk Yönetim modeli, Suriye krizinin çözümüne model olarak uygulanması, Kuzey ve Doğu Suriye bölgelerindeki özerk ve sivil yönetimler arasındaki koordinasyon kurulmasının önemi nedeniyle, 6 Eylül 2018’de Kuzey ve Doğu Suriye Özerk Yönetimi ilan edildi. Bu yönetimin amacı, özerk yönetimler ve sivil yönetimler arasında koordinasyonu sağlamak ve ortak karar gücünü ortaya çıkarmaktı.
ANHA