Nehir TOPRAK
Dünya da bütün halklar var olmak için büyük direniş ve savaşlar vermiştir. Kendi direnişi yaratan halklar tarihin sayfalarında yer almıştır. Bir halkı, bir toplumu var eden onun gösterdiği irade gücü ve direnişidir. Kendi varlığı için direnmeyen halklar bugün isimleri dahi telefüz edilmiyor. Direnen ve kendi varlığı için mücadele eden halklar ise tarihin sayfalarında yer almıştır. Kürt halkı da direnen ve direnmeye devam eden halkların başında gelmektedir. Bugüne kadar verdikleri direnişlerinden ödün vermeyen, bir adım dahi geri adım atmayan, öldürüldükçe kendini küllerinden yeniden yaratmayı bilen bir halktır.
Kürt halkı kendini küllerinden yaratan bir halktır çünkü tarihin her döneminde uğradığı soykırım, asimilasyon, inkâr ve yok etme politikalarına rağmen daima kendini var etmeyi ve yaratmayı bilmiştir. Hegemon ve kapitalist sisteme karşı daima ayakta ve direnişte olmuştur. Daima kendi direnişlerini yaratarak bu günlere kadar kendi varlığını sürdürmüştür. Yokluk varlık savaşı yürüten Kürt halkı bu dönemde de Kürt Özgürlük Hareketinin cengâver yiğitleri 14 Temmuz direniş ruhuyla faşist Türk devletinin saldırılarını verdikleri muazzam direnişleriyle boşa çıkartmıştır. Türk devletinin Gare hazimeti gerillanın verdiği direnişin en somut örneğidir. Gare direnişinin ruhu 14 Temmuz direniş ruhunun devamıdır. 14 Temmuz direniş ruhu Kürt halkının yenilmezliğini bir kez daha göstermiştir.
5 Nolu Amed Zindanı’nda teslimiyetle direniş, ihanetle devrime bağlılık, özgürlükle kölelik en üst düzeyde, en ileri boyutta çarpıştı ve kıyasıya bir irade savaşı verdi. İhanete, teslimiyete karşı savaşın en önünde Mazlum Doğan yer aldı. Mazlum’un yaktığı 21 Mart Newroz ateşi dalga dalga zindanın her tarafına yayıldı. Yanıt çok geçmeden Ferhat Kurtay, Necmi Öner, Mahmut Zengin, Eşref Anyık’tan geldi. Direniş ateşi artık büyüyordu. Bu direniş ruhu Zindan duvarlarını sarsan bu onur direnişleri 14 Temmuz 1982 tarihinde M. Hayri Durmuş ve Kemal Pir arkadaşın ölüm orucu kararıyla daha büyük bir zirveye ulaştı. Su artık zalimlerden yana akmayacaktı. Suyun akışını büyük ölüm orucu direnişi değiştirdi. 12 Eylül askeri faşist diktatörlük işlediği büyük insanlık suçları devrimci tutsaklar tarafından zindanlarda ve mahkemelerde yargılanmaya ve tarihin çöplüğüne atılmaya başlandı. Devrimci tutsakları kişiliksizleştirip ihanet ettirme politikası artık iflas etmişti. Devrimci tutsaklar nezdinde mazlum Kürt halkı yargılanmaya her türlü saldırıyla yok edilmek istenirken büyük ölüm orucu direnişiyle yargılanan faşist diktatörlük oldu.
Önder Apo, 14 Temmuz Direnişi için, ‘Parti çizgimizi her bakımdan temsil etme yeterliliğinde bir eylem’ dedi” denildi.
Kürt Özgürlük Hareketinin ruhunu yansıtan bu ruh bugün Kürdistan’ın bütün dağlarında, ovalarında, köylerinde ve şehirlerinde dalga dalga büyüyerek devam ediyor. Sur’da Çiyager’in direnişi 14 Temmuz ruhunun Amed sokaklarında kendini var ettiğini göstermiştir. Yenilmez bir iradenin sembolü olan 14 Temmuz ruhu Kürt halkını zafere ve özgürlüğe götürecek ruhtur. Türk devletinin saldırılarını 14 Temmuz direniş ruhuyla cevap olan Kürt Özgürlük Hareketinin gerillaları bugün NATO’ya karşı büyük bir savaşım vermektedir. NATO’ en gelişmiş tekniklerini de boşa çıkartan Gerilla direnişleriyle bütün dünya halklarına örnek ve öncü olmaktadır. Bu yenilmez ruhunun yaratıcıları olan Mazlum Doğan’ın yaktığı ateşi gürleştiren, Ferhat Kurtay, M. Hayri Durmuş’un direniş ruhudur. Bugün Kürdistan’da işgalcileri yenilgiye uğratan 14 Temmuz direniş ruhudur.
O günlerden bugüne dek egemen sınıfların sömürü ve baskı politikası, Kürtleri imha ve yok etme saldırıları hiç değişmedi. Bugün TC devleti Başûrê Kurdistan’ı işgal ederek Kürtlere karşı soykırım uygulamak istiyor. Ancak çabaları boşunadır. 14 Temmuz direniş ruhu çoktan Kürdistan dağlarında gerillaların ellerinde dolaşıyor. Hiçbir ihanet ve işbirlikçi politika yükselen Kürt özgürlük mücadelesini durduramaz.
14 Temmuz Kürt halkının kendini yeniden küllerinden yarattığı ve yeniden var ettiği gündür. Yok edilmeye çalışılan bir tarihin yeniden var olduğu gündür. 14 Temmuz direniş ve yenilmezlik ruhu bugün bütün hegomonik güçlerin planlarını ve oyunlarını boşa çıkartmıştır.
